18 Kasım 2016 Cuma

Anlam Arayışı

Günümüzde insanlığın gerçekten de en önemli sorunlarından biridir bu anlam boşluğu. Modern zamanlar bireyin birincil gereksinimlerini (yeme, içme, barınma) karşılamasının önündeki sorunları bir bir ortadan kaldırdıkça varoluşsal temel sorular ön plana çıkmaktadır. Frankl’ın, bireyin içine çekildiği “varoluşsal vakum tespiti” bu anlamda çok yerinde bir tespittir. Ama dini aşkınlığı bir çözüm önerisi olarak sunmasını, Frankl’ın çaresizliği olarak görüyorum. Çünkü din, günümüzdeki karmaşık sorunlara çözüm olabilecek yoğunlukta bir yanıt veremiyor bize. Bir yanıt, bir çözüm olmaktan ziyade bir kaçış, bir yoksayma, sorunlara karşı geliştirilen patolojik bir kaçınma davranışı örneği oluyor dinin önerileri. Frankl’ın da belirttiği gibi Adler’in nevrozun kökeni olarak aşağılık kompleksini yenmek için güç peşinde koşulmasını göstermesinin, günümüz gerçeğini tam olarak yansıtmadığını düşünüyorum. Belli örneklerde Adler’in açıklaması işe yarayabilir. Ama nasıl ki Freud’un, nevrozun kökenini cinsel güdülerin tatmininin engellenmesinde görmesi günümüzde geçerliliğini yitirmişse, Adler’in açıklaması da aynı şekilde geçerliliğini yitirmiştir. Yine de çözüm önerilerinin, Frankl’ın biraz “öğrenilmiş çaresizlik“ kokan önerilerine kıyasla günümüz hayat dinamiklerine daha uygun olduğunu düşünüyorum.
“Hayatın anlamı nedir?” sorusu terapötik olarak bir çıkmaz sokaktır. Çünkü en temelde hayatın bir anlamı yoktur. Freud bu soruyu soran kişinin hasta olduğunu belirtirken Anton Çehov kendisine bu soruyu yönelten bir dostunu şöyle yanıtlamıştır: “Bir havucun anlamı nedir? Havucun anlamı neyse, hayatın da o!” Öyleyse soruyu başka türlü formüle etmeliyiz. Hayatın anlamı nedir diye sormak yerine, hayatı nasıl anlamlı kılabiliriz sorusunu yöneltmeliyiz kendimize. Adler’i Frankl’dan ayıran en önemli fark budur bence. O “ne” sorusunun yerine “nasıl” sorusunu koyabilmiştir. 


Bu sorunun yanıtı nerede saklı? Hala bulamadım. 


Varoluş vakumu: Can sıkıntısı, durgunluk ve boşluk duygusu olarak yaşanır. Kişi  özgür olduğu zamanlarda ne yapmak istediğini bilemez. Kendine ve dünyaya inançsız bir biçimde bakar, yönünü bulamaz ve yaptığı her şeyin amacını soruşturur. ...Anlamsızlık ve boşluk duygularına genellikle eşlik eden bir başka duygu da yalnızlık ya da yalnız kalma korkusudur. 

Terapötik:Asalağı, doğrudan doğruya konakçı üzerinde ortadan kaldıran ilaç veya işlem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder