16 Ekim 2016 Pazar

Zita-5


Bir insanı sahiplenmeden sevebilir misiniz?

Aslında insan kendinin olanı sevmeye meyilli,senin olan bir kalem senin için kıymetli,hele de anlam yüklediysen üstüne daha da değerli. Peki bu hissedilen duygu gerçek mi?

Bir insanı sahiplenmeden sevmek benim de alışmadığım bir duygu.Belki daha güç ama kesinlikle daha gerçek.Çıkarsız,beklentisiz hatta saf.

Kendi saf duygularımla övünüyorum müsade ederseniz.

Yaşadığınız ilişkide kaçınız tırnaklarını karşısındaki kişiye geçirmeye çalıştı? Merak ediyorum.Eminim bir çoğunuz bunu yaptınız,geçmişte ben de yaptım. Şimde  dönüp bakıyorum. Beni yönledirmeye çalışan bir kalıba sokmaya çalışan,isteklerini bana kabul ettirmeye çalışan insanlar olmuş hep hayatımda.Onlar bana tırnaklarını geçirmiş ben onlara,onlar benim canımı yakmış,ben de onları yönlendirmek istediğim için çok yorulmuşum, sonunda da sıkılmışım.Pes etmişim. Hep bir kaçış hikayesi ile bitmiş bu ilişkiler.

İki insanın birbirinden bağımsız hareket edebilmeleri birbirlerini kısıtlamadan,birbirlerinin tahammül sınırlarını zorlamadan ama birbirlerine bağlı hissetmeleri güzel olan. Olması gereken. İnsanlar birbirlerini bir yola sokmaya çalışmamalı,istedikleri sürece aynı yolda yanyana yürüyebilmeliler sadece. (Yine de ihmal etmek/edilmek çizgisinde ince bir ayar olduğu kanısındayım,bu noktayı kurulan denge belirleyebilir ancak,değişkenlik gösterir herkese göre... tabii  bunlar hep teori :) )

Kolay yapamıyor insan bu söylediklerimi  itiraf etmek gerekirse. Belki zaten çoğunuz benzer sonuçlara benimkiler gibi benzer deneyimlerle ulaşmıştır.
Bunu yapabilmek için ego denen o canavarı bir kenara bırakmak gerekiyor.
Mİii acaba?? (korkular) diye biten soruları bir kenara bırakmak gerekiyor.
Bazen kendinizle savaşmanız gerekebiliyor mesela.
Kendinize ve karışınızdaki kişiye güvenmeniz gerekiyor,
Ve açık olmak gerekiyor.Oyun oynamadan.

Ama en önemlisi sizin gibi düşünen birinin karşınızda olması gerekiyor, Zita gibi.

Sanırım işin anahtarı olduğu gibi kabul edebilmek ,bir insanı olduğu gibi sevebilmek.


Not: Korkular aslında insanın hayatını,seçimlerini yönlendiren,hatta hareketlerini tavırlarını etkileyen. Bunun üzerine uzun uzadıya yazılır çizilir,konuşulur.

Dip Not:Zita-4 de mutlu sonla biten bir hikaye olmayacak demişim pesimist pesimist (sonlar mutlu olmaz  zaten,bu ne yaman bir çelişki böyle )

Zita'da diyor ki mutluluk bir varış noktası (hedef) değildir,yoldur (yaşam tarzıdır,süreçtir)  ;)  iyi ki var...









2 yorum: